Konya Bin Nefes Bir Ses Uluslararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festivali

Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yüz ölçümüne sahip olan Konya ili aynı zamanda Anadolu’nun en eski yerleşim alanıdır. Kent içinde ve çevresinde adım attığınız her alanda tarih öncesi dönemden başlayarak Hitit, Lydia, Pers, Büyük İskender ve Roma dönemine ait gizemli bir nefesin sizinle birlikte bu büyük kente yüzyıllar öncesinden merhaba dediğini duyarsınız. Bizanslılar döneminde “İconyum” olan kentin adı daha sonra yıllar içinde değişerek Konya olmuştur. 10. yüz yıldan başlayarak uzun yıllar Anadolu Selçukluları’nın merkezi olan Konya; müziğin, bilginin ve güzel sanatların da merkezi haline gelmiştir. Konya hoşgörü ve toleransın ana vatanıdır. Mizahı ve hoşgörüyü hayatı ve hikâyelerinde ölümsüzleştiren Nasrettin Hoca ve sanki aynı hoşgörü ve toleransı devam ettiren büyük düşünür Mevlana Celaleddin-i Rumi uzun yıllar Konya’da yaşamış dünyaca ünlü şahsiyetlerdir. Konya zengin tarihi dokusu içerisinde Karamanlılara da ev sahipliği yapmıştır. Karamanoğlu Mehmet Bey Türkçeyi ilk resmi dil ilan eden ulusun temsilcisidir; yani Türk dilinin resmi dil olarak doğuşunun bu topraklardan olduğu kabul edilmektedir. “Bugünden geru divanda, dergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşulmayacaktır.” (13 Mayıs 1277) diyen Karamanoğlu Mehmet Bey, millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartının dil birliği olduğunu vurgulamıştır. Konya Devlet Tiyatrosu, gelişen ve değişen Konya ilinin kültürel anlamda da gelişmesine katkı sağlamak amacı ile Devlet Tiyatroları, “BİN NEFES BİR SES” Uluslararası Tiyatro Festivali’ni başlatarak, Konya ilinin bir marka şehir olma yolundaki çabasına büyük katkı sağlamıştır. Festival kapsamında her yıl dünyanın dört bir yanına şöyle sesleniyoruz: – Ey Türkçe oynayan tiyatrolar! Hangi ülkede, nerede olursanız olun, 21 Haziran – 01 Temmuz  tarihleri arasında Konya’ya gelin. Gelin ki bu yıl da festivalimizin coşkusunu birlikte paylaşalım. Farklı dinler, kültürlerle yaşasak da, aynı dili farklı lehçe ve ağızlarla konuşsak da gelin… Dostça, kardeşçe, hoşgörü ve barış içinde bu açık hava müzesi görünümündeki kentte bizim de bir izimiz, sesimiz, nefesimiz olsun… “BİN farklı NEFESten tek BİR SES çıksın.”